Birçok kişi için dünya dışı varlıklar hayal ya da abartma olsa da büyük bir çoğunluk ufo deneyimlerini insanlar ile paylaşıyor. Bazı kitaplar Nasa’dan gönderilen mekiklerin ufolar ile direkt olarak iletişime geçtiğini dahi yazıyor.

Dünya genelinde ufo olayları yaşayan kişilerin büyük bir çoğunluğu yalan makineleri tarafından teste tabii tutulmalarına rağmen ve derin hipnoz seansları yaşamalarına rağmen hikayeleri saçma gelse de veriler doğruluyor. Yazı bittiğinde daha fazla şey öğrenmek isteyenler için bir belgesel bir de film tavsiyem olacak.

İlk önerim; Extraordinary: The Stan Romanek Story… Bu bir belgesel, belgeselin başında zaten kişileri inandırmak için olmadığı net bir şekilde belirtiliyor. Sadece Stan adında, uzaylılara inanmayan bir adamın belgeler ile hazırladığı bir yapıt. Belgesel içinde profesörler ve psikiyatrisiler olduğunu da göreceksiniz.

İkinci önerim ise; The Fourt Kind… Uzaylılar ile ilgili bazı deneyimler yaşamış bir aileyi anlatıyor. Filmin içinde yine bir takım polis kamerası görüntüleri yer alıyor. Oyuncuların hiç biri gerçek değil sadece canlandırma… Filmin gerçek verilerden alınarak düzenlendiği filmde belirtiliyor…

Şu ana kadar tespit edilmiş ve insanlar ile dünya dışı varlıkların iletişim yöntemleri olarak kabul gören 4 çeşit var:

  1. Tür iletişim: Işık huzmeleri halinde birlikte ya da tekil olarak semalarda görülme… Bu genel olarak birçok kişinin başına gelmiş bir durum olabilir. Bir cisim bir anda görünüp ve kaybolur, kayan bir gök taşı gibi hızlı bir şekilde hareket eder başka bir yerde belirir, tek başına ya da 3-4 araç birlikte zigzaglar çizer… Bu ilk etkileşimdir ve bilim adamları, araştırmacılar genelde bunu bilinçli bir şekilde kendilerini göstermek için yaptıklarını düşünürler. Dünya için önemli felaketlerin olacağı zamanlarda bu tür etkileşimlerin arttığının da verileri mevcuttur. Birçok kamera bu görüntüleri kaydetmiş ve incelemeler sonucunda çoğunun gerçek çekimler olduğu ortaya çıkmıştır.
  2. Tür iletişim:Eskiden haberlerde büyük tarlalara çizilen şekiller haber olurdu. İnsanlar saatlerce bu şekilleri konuşurdu. Bu durum insanlar tarafından o kadar çok ilgi gördü ki sonunda o bölgede bulunan insanlar kendi tarlalarına da bu şekillerden yaparak bu işten para kazanmaya başladılar. Bu durum tabii ki araştırmaları kötü etkiledi çünkü olay magazine dönüştü. Fakat şekillerin ilk oluştuğu zamanlarda bilim adamları araştırmalar yaptığında dikkatlerini çeken ilk şey şu olmuştu; insanların yaptığı şekillerde ekinler kırılırken ve dengesiz bir şekilde yatarken, uzaylıların yaptığına inanılan şekiller muazzam bir şekilde tek bir yana bakıyordu aynı zamanda radyasyon oranı da farklıydı. Şu ana kadar şekiller ile iletişime en az görülen ikinci etkileşim türüydü.
  3. Tür iletişim: Biraz korkutucu bir deneyimdir ve yaşayan kişiler oldukça fazladır. Kişilerin bazıları bu durumu net bir şekilde hatırlarken bazıları ise belirli seanslar ile hatırlar. Bazı kişiler aylarca ortadan yok olur ve döndüğünde kaybolduğu günde olduğunu düşünür bazı kişiler için ise bu durum gece uykusunda meydana gelen bir süreçtir. İnsanların bu deneyimi yaşamasının nedeninin uzaylıların onları incelemek istemesi olduğuna inanılıyor. En belirgin iletişim tipidir, yaşayanlara inanılmasa da zaman zaman toplu olarak kaçırılma durumları görülmüş ve bütün tanıklar aynı şeyleri söylemiştir. Bazı kişiler bu deneyimi ufonun yanı sıra Uzaylı varlıkları da görerek yaşar ve aniden bir düşünce belirmesi olarak bu anı yorumlar.
  4. Tür iletişim: En tehlikeli olan ve kaybolan insanların geri gelmediği bir türdür. Genel olarak bu durumun psikolojik olduğunu ve yaşanılan bir kayıp nedeniyle avunmak için ortaya çıktığını söyleseler de 4. tür iletişimi yaşayan çeşitli insanlar vardır. Bu tür iletişimlerde kadim varlıklar olduğu ileri sürülen bir dünya dışı varlıktan bahsedilmektedir. Süryani dili kullandıkları ve bir şeylerden rahatsız oldukları için kaçırma, öldürme ve zarar verme gibi şeylere neden oldukları seanslar sırasında kayıtlara geçmiştir. Bu deneyimden dönen kişiler çok azdır genel olarak anlatılanlar deneyim sonrasında dönmeyen kişiler ile birlikte kaçırılanlardan edinilen bilgilere dayanır.

 

 

Hava soğuktur sanırım, malum Eskişehir Aralığı… 90’ların başında 28 Aralık gecesi doğdum. Hayata gözlerimi açtığım dakikalarda dışarıda etrafın bembeyaz olduğuna neredeyse eminim. Sonra eğitimci aile ile gezmeye başladığım bir dönem içine girdim. Akdeniz’den başlayan Marmara’da son bulan bir sefer. Hayatımda birçok şeyin değiştiği eğitim dönemi; Lise ve Üniversite oldu benim için. Yalova Anadolu Lisesi ardından Eskişehir Anadolu Üniversitesi. Yazmakla çok ilişkilendirilemeyecek bir bölüm okudum; Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler… Şimdi İstanbul maceram başladı. Biraz heyecanlı, biraz tarih kokulu… Yazmaya olan hevesim ne zaman başladı bilmiyorum; ama uzun süre devam edeceği kesin. Henüz hayatımın ilk çeyreği benim için. Belki anlam veremeyeceksiniz fakat inanıyorum ki güzel kitapların, müziklerin ve filmlerin dünyayı güzelleştirdiğine inanıyorum. Hatta bir adım ötesine giderek iyi insanların eserleri olduğuna yemin edebilirim…