Daha önce sitemizde “II. Abdülhamid Zamanında Yaşanan Esrarengiz Olay!” başlığıyla size Osmanlı’da yaşanmış gizemli bir olaydan bahsetmiştim. O yazımızda konunun gizemli bir konu olduğu ve birçok bilinmeyen taşıdığını belirtmiştim.
O yazının üzerinden tam 1 ay geçti ve bir okuyucumuz facebook hesabımızdan tarafıma ulaşarak elinde olayla ilgili bazı delillerin olduğunu ve bununla ilgili video hazırladığını belirtti.
İşte yüzyıllardır büyük bir gizemle bugüne kadar korunmuş olan bazı bilgiler bugün açığa çıkıyor. Okuyucumuzun ulaşmış olduğu bilgiler ve belgeler şöyle;
Bu yazıyı okumadan önce burada yer alan ilgili yazıyı okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Yaşanan bu medusa hadisesi ile alakalı bilgi, olay tarihinin eski olması ve bazı örgütlenmelerce saklanması istendiği için gerçekten de çok azdır. Ancak yinede eldeki bilgi ve belgelerin tamamına bakarak bir sonuca varabilmek mümkündür.
1.Yazının sonunda Lahti ve Cesedi isteyen örgüt Kimdir?
2.Lahit nerededir, Ceset nerededir?
3.İncelemeyi yapan bilim adamı kimdir? Cesetten parça örneği alıp saklamışmıdır?
Şeklinde cevapsız kalan sorularımız vardı. Bu yazımızda bu sorulara belgeler ile cevap verip sır perdesini aralayacağız.
Cesedi ve Lahti isteyen örgüt Kendilerini gül haç örgütünün mirascısı kabul eden italya’da ayrılıkcı bir mason locasıdır. Locanın büyük üstadı zengin bir sanayici olan A.A tarafından medusanın ele geçirilmesi amacı ile dönemin ünlü türk masonlarından B’yi görevlendirilmiştir. B, Osmanlı Locasında 32 derecede masondur. B’nin Almanya’nın Maynhaym şehrinde yaşayan 2. kuşaktan torunu dedesinin aldığı notlardan ve yazdığı bazı mektuplardan derleyerek ilettiği bilgiler olayın üzerindeki sır perdesini aralamaktadır.
O dönemde Abdülhamid Han’ın akılcı stratejisi yüzünden B. amacına bir türlü ulaşamamıştır. Lahit Molla Fenari camiinin avlsuna getirilince gece vakti B’nin adamları tarafından bölgenin zaptiye komiseriyle anlaşmak sureti ile çalınarak önce Büyük Ada’da Erzurumlu A. Efendi isimli bir başka masonun yazlık köşküne daha sonrada İstanbul’a ticaret amacı ile gelen bir İtalyan gemisi ile italya’ya gönderilmiştir. Muhtemelen lahit halen İtalya’da faaliyet gösteren locanın elinde bulunmaktadır. Abdülhamid’in cesedi incelettiği kişi ise Nobel tıp ve füzyoloji ödülü sahibi bakterioloji biliminin kurucusu Ünlü Alman biyolog Roberth Kochtur.
Koch inceleme amacı ile cesetten parçalar almış ve detaylı günlükler tutmuştur. Ölümünün ardından muhtemelen bu notlar ve ceset parçalarıda mason locasının eline geçmiştir. Bu hususta işaretler olmasına rağmen çok net bilgiler yoktur. B.’nin büyük üstad A.A’ya ithafen lahti çaldıktan hemen sonra kendi antetli kağıdıyla İngilizce olarak yazdığı mektupta olayları açıkça ifade etmektedir. Mektupun orjinali halen torununda bulunmaktadır. Ricamızı kırmayarak şu anda ekranda gördüğünüz orijinal fotoğrafını vermiştir.
Mektupta tam olarak yazanlar şunlardır.
Yüce üstad hazretleri;
Tanrı biliyor ki önemli vazifemi yerine getirmek için bir senedir gece gündüz demeksizin çalıştım. Nitekim saraydaki Kızıl Abdülhamid’in nasıl bir mel’un olduğu hepinizce malumunuz diğer hadiselerde de olduğu üzere bu hadisede de amacımızı engellemek adına elinden gelen çabayı sarf etmektedir.
Zira bu Melun sultan mu
şkilatlarını kullanmak suretiyle her ne kadar bizi tam bir gaflete düşürmeyi arzu etmişsede tam manası ile muvaffak olamamıştır. Tabutu gazetelerde boş şekilde teşhir ederek hem ahalinin merakının abes olduğunu anlatmış hemde kendisini bilateminat altına acüs eylemiştir.
Siz yüce ekselanslarınıda tam manası ile çileden çıkartan bu cüret-i teşebbüsün ardından gazetelerin tüm nüshalarını cem etmek ve bertaraf etmek için cemiyetimiz 2 köşk baha altın harcamıştır. En nihayetinde tabutun bulunduğu molla fenari camii mıntıkasına bakan zaptiye komiserine abad miktarda altın vererek acüs eyledik. Bir vapur yardımı ile gece vakti Erzurumlu aram efendinin büyük adadaki yazlık köşkünün tenha bir kısmına derc eylemeye muktadir olduk. Lakin tabutun içerisinde kutsal varlıktan ne bir iz ne bir nişan yoktur.
Bu hususta size acizane tavsiyem melun sultanın alamanyadan getirtip cemiyetimizin kutsal sırrını incelettiği doktor Roberth Koch ile görüşmeniz olacaktır.
Tabutu italyaya ne zaman nakil edeceğimizi bize telgrafla söyleyiniz lütfen. Malumunuz üzere istanbuldan nakil yapacak türk gemisi bulmak hayli zordur. Bu yüzden italyadan ticaret maksadı ile gelen gemilerle tabutu nakil etmek daha zahmetsiz olacaktır. Lakin bu gemilerde öyle her istenildiği vakit İstanbul rıhtımlarında bulunamaktadır. Bu sebeple gerekli nakil zamanını bize bildirirken bu müddetide dikkate almanızı arz ederim
Aciz kulunuz B.
B. tıbbiye mekebeni bitirmiş iyi derecede İngilizce almanca İtalyanca Arapça ve Farsça bilen bir doktordu. Ayrıca ikinci meşrutiyet döneminde mebusluk yapmış, Türk adli tıp kurumu’nun kuruculuğunun yanı sıra Teşkilat-ı Mahsusanın da kurucu üyeleri arasında yer almaktadır. Ittihat ve teraki üyesidir. Osmanlı Hükümeti tarafından 14 Mayıs 1915’te çıkarılan Tehcir Kanunu’nu uygulama görevi Teşkilat-ı Mahsusa örgütüne verilmişti.
Yine ünlü Türk masonların’dan İ.T. ve Abdülhamid’e devrildiğini bildiren heyette yer alan dönme E.K’nın samimi dostu aynı zamanda bağlı bulundukları mason locasından da loca arkadaşı idiler. 17 nisan 1922 de bir suikast sonucu berlinde öldürülmüştür. Ancak bu tarihe kadar zaman zaman bağlı bulunduğu locadan ve diğer masonlardan lahitle ve medusa ile ilgili bilgi almış bu bilgilerede notlarında kısa kısa yer vermiştir.
Ayrıca ekranda gördüğünüz lahtin nakil edildikten sonra İtalya’da çekilmiş elimizdeki son fotoğrafıda yine şahsi notları arasından çıkmıştır. Makul bir görüş yürütmek gerekirse Abdülhamid Han’ın tahttan inmeden önce cesedi imha ettirmiş olması kuvvetle muhtemeldir, yinede incelemeyi gerçekleştiren Doktor Roberth Koch’un elinde cesedin parçaları olduğu bilinmektedir ve muhtemelen bu parçalar günümüzde bahse konu örgütün elindedir ve yeni teknolojik gelişmeler kullanılarak parçalara dna ve bezeri testlerin yaptırılmakta olduğu’nu tahmin etmek güç değildir. Ancak yazıktır ki bu konuya dair elimizde bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.
B’nin torununda dedesinden kalan bu ve bir çok başka nemli olaya ışık tutacak daha detaylı notlar da vardır ancak kendisi kişisel güvenliğini gerekçe göstererek daha fazla bilgi vermeyi red etmiştir.
Konu ile alakalı tüm malumatlar size yazı boyunca aktardıklarımdır.
Yazıyı kaleme alan Kült TV adlı okuyucumuza teşekkür ederiz.