Kanuni Sultan Süleyman’ın New York Metropolitan Müzesinde sergilenen işlemeli kılıcı.

Sultan Süleyman; muhteşem dehası ve zekası sayesinde yapmış olduğu fetihlerle Batının “Muhteşem Süleyman”; liyakata, kanun ve nizama vermiş olduğu önemden dolayı ise doğu dünyasının “Kanuni Sultan Süleyman” olarak adlandırdığı, dünya tarihine damgasını vurmuş bir hükümdar.

Bu yazımızda, bu büyük hükümdarın kahramanlıklarından değil sahip olduğu kılıcından bahsedeceğiz. Aşağıda görmüş olduğunuz kılıç ne yazık ki ait olduğu olduğu topraklarda muhafaza edilmemekte, bunun yerine Amerika Birleşik Devletleri’nin New York Metropolitin Müzesinde sergilenmekte.

Dönemin en yetenekli kılıç ustaları tarafından yapılan kılıcın üzerinde altın kakma yöntemi ile Kelime’i Tevhid ve Allah lafzı yer almaktadır. Ayrıca Farsça bir beyit daha yazılı olarak bulunmaktadır.
Beyitte yer alan mısralar şu şekildedir;

“Düşmanların, kılıcını savurduğun zaman dört bir yana yıkılırlar; bu kılıcın çeliğine sanki şarap verilmiştir.”

Bu beyti Araştırmacı Yazar Yazar Murat Bardakçı böyle açıklamaktadır; 

“Çelik, su verdikçe keskinleşir. Senin kılıcın, düşmanların akan kanlarından dolayı daha da keskin bir hâle gelmiştir. Sen, savaş meydanında elindeki bu kılıçla hücuma geçtiğin anda kendini öyle bir kaybedersin ki, sanki şarap içmiş gibisindir ve bu yüzden kılıcına daha fazla su verilmiş, o kılıç çok daha keskin kılınmış olur.”

Söz konusu kılıç, Yıldız Sarayında  bulunan bir müzede muhafaza edilmekte iken 31 Mart vakası sırasında çıkan karışıklıklar esnasında (ki bir takım İttihatçıların  Yıldız Sarayını talan etmeleri) kaybolduğu bilgisi mevcuttur.


Bir diğer bilgi ise;

Abdülhamit Han, kılıcı görevlendirdiği bir paşaya (Tahir Paşa olduğu hususunda görüş birliği vardır) korumak üzere verdiği, paşanın da dönemin İstanbul Emniyetinde yapılan inceleme ve sorguda; “Kılıç, Yıldız Sarayı bahçesinde bir yerlere gömüldü” olarak ifade verdiği bilinmektedir.

Maalesef ki bu değerine paha biçilemeyen ecdat yadigarı kılıç, bilinmeyen kişi ya da kişilerce yurdumuz dışına kaçırılmış ve büyük olasılıkla New York’ta ki müzeye satılmıştır.