Teknoloji gün geçtikçe mükemmele doğru ilerliyor zamanında hayali dahil kurulmayan aletler günümüzde günlük rutinimizin adeta bir parçası. Teknoloji günlük hayatımızı ve rutinlerimizi geliştirmek ve değiştirmek dışında sağlığımıza ve yaşam kalitemize de önemli anlamda yönlendiriyor. Tabi ki teknolojinin içeriği sınırsız fakat insanoğlunun keşfettiği kısım tahminlere göre kumsalda bir kum tanesi. Geçmişte de teknoloji günümüz kadar modern olmasa da hatırı sayılır bir seviyedeydi geçmiş derken 40-50 yıldan biraz fazla, milattan önce! Hatta öyle icatlar var ki insanın aklına acaba bizden daha mı ilerideydiler ? sorusunu getiriyor. İcatlara bakılırsa soru hiçte yersiz bir soru değil.

Barutlu silahların tarihi başlangıcı olarak 1300’lerde ki İngiliz el yazmalarını örnek alabiliriz. Peki ya yanılıyorsak ? İlk barutlu silah arkeolojik buluntulardan sonra bundan tam tamına 38.000 yıl önce kullanmış. Londra Doğal Tarih Müzesinde bundan tam 38.000 yıl öncesine ait bir kafatası var ve bu kafa tasında bulunan zedelenme ve kırık bir tüfek ile alınan darbeyi andırıyor. Deliğin etrafında herhangi bir kılcal çatlak yoktu, o dönemlerin akla gelen ilk silahlarından olan mızrak veya ok ile yapılmayacak kadar hızlı atılan bir cisim ile vurulmuştu. Bu durumu destekleyen en önemli alet ise silahtır. Yine bunlara benzer olarak 40.000 yıl önce Sibirya’da bulunan bir bizonun kafatası buna benzer bir deliğe sahipti ayrıca 30.000 yıl önce Afrikalı bir insanında kafasında buna benzer bir deliğe rastlanmıştır.

Kristal kafatasları bulunduğu günden itibaren bir gizem olmayı başarmıştır. Kristal kafatasları filmlere bile konu olmuştur. İngiliz Anna Mitchell Hedges, 1 Ocak 1924’te, Mayaların kayıp şehri Lubaantun’da piramit tapınağında kristal kafa tasına rastladı. İnsan kafatası boyutlarında olan bu kafatası incelendiğinde tamamen şeffaf Kuartz kristalinden yapılmıştı. O dönemde en iyi teknoloji firmalarından biri olan Hewlett-Packard firması bu gizemi teslim aldı ve araştırmaya başladı. Araştırmaların ortak noktası ise bu kafa taslarının ileri bir teknoloji kullanmadan yapılması sadece hayaldi. Kafatası elektronik sanayinde kullanılan Kuartz kristalinden yapılmıştı. Günümüzde kullanılan mikroişlemciler bu maddeden üretmektedir. Fakat bu kristalin keşfedildiği tarih 19.Yy’dır. Öyle ki bu kristaller kendi elektriklerini üretebilmektedir. Gizemini hala koruyan ve günümüz teknolojisi ile üretilmesi imkansız olan bu kafatası üzerinde hiç bir aletin izi yoktur ne yapıldıysa sanki bir makine ile yapılmıştı, yontulmasına rağmen üzerinde hiç bir çatlak yoktur ve optik harikasıdır. Böylesine kıymetli bir parçayı yapan topluluk kesinlikle ilkel olamaz.