Victoria dönemi teknik bakımdan İngiltere tarihinin yükselişi olarak kabul edilir. Yaklaşık 64 yıl süren Kraliçe Victoria iktidarı, birçok tarihi gelişime ve değişime tanıklık etmiştir. Bu dönemde Sanayi Devrimi yükselmiş, İmparatorluğun zirvesi olarak kabul edilen yıllar yaşanmıştır. Dönemin İngiltere’sinde yaşanan bu başarı furyası aynı zamanda birçok garipliğe de ev sahipliği yapmıştır. Bu yazımızda Victoria döneminin kulağa çılgınca gelecek tuhaflıklarını inceleyeceğiz.
Victoria döneminin en belirgin ve en ağır suçu ise cinsellikti. Kraliçe Victoria’ya göre bunun sebebi Havva’nın Adem’i baştan çıkarmasıydı. Bu yüzden cinselliği hiç yokmuş gibi varsaydı Kraliçe, halkını da bu yönde yönlendirdi. Kraliçe cinsellik ile ilgili tüm olayları suç olarak sayıyor ve ağır cezalara başvuruyordu. Victoria döneminde hayvanat bahçesinde ki hayvanlara dahil kıyafet giydirilirdi sebebi ise cinsel güdüleri hatırlatmasıydı. Cinsel güdüleri hatırlatan diğer bir etken ise İncil’di. Bu dönemde Kraliçe İncil’i yeniden yazdırdı.
Tamamen baskı içerisinde olan halk bu dönemde sessiz kalmak zorunda kalmış. Bu dönemde her ne olursa olsun göğüs kelimesini telaffuz etmek yasaktı. Tavuk göğüsü demek bile yasaktı, bunun yerine tavuk boynu deniliyordu. Kadınların göğüslerine ise bağır yada bacak deniliyordu, daha da kaba bir tabirle uzuv. Bu kadar abartılı müdahalenin elbette bir sonucu olacaktı, fakat bu sonuç oldukça ağırdı. Bu dönemde baskıların sonucu olarak; çocuk istismarı arttı,pornografi en yüksek seviyeye çıktı, cinsel yol ile bulaşan hastalıklar birçok kez can aldı.
Dönemde tüm ölümcül hastalıkların nedeni olarak cinsellik ve cinsel aktiviteler gösteriliyordu. Kraliçe Victoria çok önemli bir noktayı kaçırmıştı. Thames Nehri halkın içme suyu ihtiyacını karşılıyordu. Yıllarca insan dışkıları bu nehre atıldı. Ölü insanlar,ölü hayvanlar,çöpler ve atıklar bu nehirde toplanıyordu. Birçok insan bu dönemde dizanteri, kolera ve tifo yüzünden hayatını kaybetti. Bu ölümler gerçekleşirken herkes ölenlerin cinsellikten dolayı hayatını kaybettiğini düşünüyordu.
Bu yanlışlık 1860 yılında çözüldü. Victoria dönemi zenginlik ve ferahlık dönemi olarak bilinir fakat temizlik ve hijyen açısından sınıfta kalmıştır. 1891 yılında Lady Harberton elbisesinin iki izmarit, dokuz sigara, domuz turtası, dört kürdan, iki toka, yarım ayakkabı tabanı, pipet, çamur, kağıt parçaları ve dışkı topladığı bildirilmiştir. Sokakların pisliğini gözler önüne serecek en önemli örnek bu olsa gerek.
Dönem çocuk ölümlerinin en çok yaşandığı dönemdir. Çocukların %50’si henüz 5 yaşına gelmeden ölüyordu. Bu ölümler gelişmiş metropollerden ziyade gecekondu tarzı yerleşim yerlerinde gerçekleşiyordu. Ölümlerin çoğunun gerçekleşme sebebi ise çocukların sokak hayvanlarını yiyecek kadar aç olmasıydı. Bir yas sembolü olarak ise aileler ölen evlatlarıyla sanki hayattalar gibi fotoğraf çektirip, resim çizdirirlerdi. Zenginler fotoğraf çektirirdi genelde fakirler ise çizim yaptırırlardı.
Dönemde edebiyat, kısıtlamalardan nasibini alsa da gelişmekten geri kalmamıştır. Hatta Ezel dizisi ile hayatımıza girip hepimizin dayısı olan Ramiz Karaeski, bu dönemde yazılmış Oscar Wild’e ait şiiri seslendirmiştir. Tuncel Kurtiz‘i rahmet ile anıp bu güzel şiir ile yazımızı sonlandırıyoruz.
Kulak verin sözlerime iyice,
Herkes öldürebilir sevdiğini
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle,
Korkaklar öpücük ile öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!
Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimileri yaşlı iken öldürür;
Şehvetli ellerle öldürür kimi
Kimi altından ellerle öldürür;
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.
Kimi aşk kısadır, kimi uzundur,
Kimi satar kimi de satın alır;
Kimi gözyaşı döker öldürürken,
Kimi kılı kıpırdamadan öldürür;
Herkes öldürebilir sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez.