Bu gün 31 Ekim; Türkiye için Cadılar Bayramı yabancılar için ise Halloween

Televizyonlarda gördüğünüz bütün korku karakterlerini rengarenk görebileceğiniz; heyecanlı, kostüm partisi tadında ve eğlenceli olan bu bayramın tarihi biraz ilginç. Günümüzde her ne kadar eğlenceli bir hali var gibi görünse de Cadılar Bayramı korku ve neşeyi birleştirmek adına yapılan bir bayram değil.

Cadılar Bayramı Nedir?

Cadılar Bayramı ilk olarak ne zaman kutlandı bilinmiyor ama 31 Ekim olduğu bilgisi kesin. 31 Ekim tarihinde yapılan kutlamalar değişmeden bu güne kadar gelmeyi başarmış.

Cadılar Bayramı geleneği Samhain olarak bilinen bir kadim ırka aittir ve bir Kelt festivali olduğu da edinilen bilgiler arasında.

Cadılar Bayramı Neden Kutlanır?

Bu gelenekte hasat 31 Ekim günü son bulduğu için toprağı kutsamak önemliydi. Kelt inancına göre 31 Ekim günü bütün kötü ruhlar dünyaya iner ve lanet salardı. Çiftçiler bu lanetten başarılı bir şekilde kurtulursa hasatları çok olurdu ancak az olursa lanetten kurtulamamışlar anlamına gelirdi. Kadim ırk; kötü ruhlardan korunmak için cadılar bayramı kutlardı.

Cadılar Bayramında Evler Neden Süslenir?

Cadılar bayramında kötü ruhlardan korunmak isteyen çiftçiler; evlerini ve çiftliklerini kötü ruhlardan korumak adına o gün kötü bir şekilde giyinir ve çiftliklerini olabildiğince korkutucu bir şekilde süsler, bu sayede kötü ruhların lanetinden korunduklarına inanırlardı.

Meydanlarda büyük ateşler yakan kadim ırk hayvanları kurban eder ve bu ateşe atarak çıkan koku ile kötü ruhları korkutmayı amaçlardı.

Gelenek bir şekilde bu güne kadar gelmeyi başardı ancak amaç kötü ruhları kaçırmak ve bereketliliği sağlamak olan bir bayram çocuk bayramı haline geldi. Bu günlerde “Şeker mi? Şaka mı?” sorusunu soran çocuklar o dönem hayvanların kurban edilip yakıldığı sokaklarda geziyor olsalar sanırım pekte mutlu olmazlardı.

Halloween ne zaman kutlanmaya başladı?

19. YY sonunda bir pagan ayini olan Halloween önce İngiltere’de kullanmaya başlandı ve ardından Amerika tarafından oldukça sevilen bir festival halini aldı.

Bu ayinin en önemli imgesinin bal kabağı olmasının nedeni ise çiftçilerin en önemli ürünlerinden birinin bal kabağı olmasından kaynaklanıyor. Çiftçiler büyük ve gelişmiş bal kabaklarını kötü yüz biçimlerine getirir ve içini aydınlatırlardı. Kelt inanışlarına göre bu sayede kötü bir kabak olduğu için ruhlar ekinleri lanetlemekten vazgeçer ve hasat verimli gelirdi.

Hava soğuktur sanırım, malum Eskişehir Aralığı… 90’ların başında 28 Aralık gecesi doğdum. Hayata gözlerimi açtığım dakikalarda dışarıda etrafın bembeyaz olduğuna neredeyse eminim. Sonra eğitimci aile ile gezmeye başladığım bir dönem içine girdim. Akdeniz’den başlayan Marmara’da son bulan bir sefer. Hayatımda birçok şeyin değiştiği eğitim dönemi; Lise ve Üniversite oldu benim için. Yalova Anadolu Lisesi ardından Eskişehir Anadolu Üniversitesi. Yazmakla çok ilişkilendirilemeyecek bir bölüm okudum; Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler… Şimdi İstanbul maceram başladı. Biraz heyecanlı, biraz tarih kokulu… Yazmaya olan hevesim ne zaman başladı bilmiyorum; ama uzun süre devam edeceği kesin. Henüz hayatımın ilk çeyreği benim için. Belki anlam veremeyeceksiniz fakat inanıyorum ki güzel kitapların, müziklerin ve filmlerin dünyayı güzelleştirdiğine inanıyorum. Hatta bir adım ötesine giderek iyi insanların eserleri olduğuna yemin edebilirim…