Araştırmacılar, NASA’nın günümüzde kullandığı teknolojiye benzer bir teknoloji ile üretilmiş 6.000 yıllık bir eser buldu.
Pakistan’ın Mehrangarh’daki Neolitik köyünde keşfedilen, NASA tarafından halen kullanılan bir teknikle üretildiği fark edilen 6000 yıllık eser için araştırmacılar şu açıklamaları yaptı: “Havacılık, biyotıp ve uzay teknolojileri gibi alanlarda kullanılan; çelik ve titanyum gibi yüksek performanslı alaşımları elde edebilmek için günümüzde uygulanan hassas tekniklerden faydalanılarak üretildiğini gördük. Henüz yakın zamanda keşfettiğimiz tekniklerin bundan tam 6000 yıl önce kullanılmış olması hayret verici.”
Kaybedilmiş mum dökümü (lost-wax casting) olarak adlandırılan teknoloji, günümüzde, yinelenen metal nesneleri oluşturmak için kullanılan bir metal döküm tekniğidir. “Hassas döküm” yöntemi ile üretilen metaller; Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS), Kızıl Gezegen Mars’ı araştırmak için gönderilen Curiosity ve Juno sondası gibi uzay araçları için kullanılmıştır.
(a) M.Ö. 700’lü yıllardan kalan ve İran’ın büyük arkeolojik alanlarını gösteren harita. (b) Mehrgarh’daki MR2 arkeolojik alanının görünümü (III. Dönem sonu, M.Ö. 4.500-3.600 yılları arasındaki Sektör X, İlk Kalkolitik). (c) Ölçek uzunluğu 5mm olan tekerlek şeklindeki tılsımın önden görünüşü. (d) Tılsımın özel filtrelenmiş görüntüsü.
Avrupa Araştırma Tesisi Ipanema tarafından geliştirilen “Fotolüminesans Görüntüleme” (photoluminescence imaging) adı verilen ve geçmişteki eserlerin nasıl yapıldığına dair karar vermeye yarayan devrim niteliğindeki teknik sayesinde incelenen 6000 yıllık süslemede kullanılan malzemeler kesin olarak saptandı.
6.000 yıllık süsleme, arkeolojik materyallerin incelenmesi konusunda uzmanlaşmış olan Avrupa araştırma tesisi Ipanema’da görevli bilim adamları tarafından ‘fotolüminesans görüntüleme’ olarak adlandırılan devrim niteliğindeki yeni bir teknik kullanılarak incelendi.
Bu çalışmalar neticesinde tılsımın, Kaybedilmiş mum dökümü (lost-wax casting) teknolojisi kullanılarak tek bir parça olarak üretildiği sonucuna varıldı. Söz konusu çalışma “The Journal Nature” adlı dergide yayınlandı.
Günümüzde henüz yeni kullanmaya başladığımız teknolojilerin 6000 yıl öncesine dayanmış olması bilim dünyasını şoke ederken akıllara: “geçmiş belki de düşündüğümüz kadar karanlık değildir.” sorusunu getirdi.