Haşhaşiler
Haşhaşiler

Dünya’da terörün başlangıç noktası olarak kabul edilen Haşhaşiler, yüzlerce yıl önce aktif olmalarına rağmen halen gizemlerini ve büyük sırlarını korumayı başardılar. Yaptıkları terör saldırıları ile bir anda Dünya imparatorluklarına korku salmış Haşhaşiler örgütünün her bir fedaisi ölüm yolunda dümdüz ilerleyen itaatkar askerlerden oluşuyordu. Alamut kalesinde yıllarca içine kapanık bir biçimde yaşayan bu tarikat tarihe ismini yazdırırken, bu yapının başında bulunan isim ise Hasan Sabbah idi.

Hasan Sabbah ve Alamut’un Hikayesi

Rivayete göre Hasan Sabbah, Nizam-ül Mülk, Ömer Hayyam üçü aynı medrese de eğitim gören çocuklardır. Çok başarılı olmalarına rağmen farklı hayatlar süren bu üçlünün şüphesiz en çok ses getireni Hasan Sabbah oldu. Nizam-ül Mülk devlet yönetiminde vezir olurken, Ömer Hayyam, dini felsefe içinde sorgulamalar ile boğulup, yaşadığı dünya ile öteki dünyasını aynı anda yaşamaya çalışmıştır. Hasan Sabbah ise yolu çok farklı bir noktaya çıkmıştır.

Hindistan Yolculuğu ve Tarihin Yazılışı!

Anlatılanlara göre, Hasan Sabbah, küçük bir devlet yapılanmasına sahip olan bir devlet lideri arkadaşını ziyarete gitmiştir. Devletin lideri, Hasan Sabbah’ın muhabbeti ve bilgin yönünü çok sevmektedir. Bu yolculuğun sonunda buluşan iki kişi, günlerce ziyafetler çekip yemekler yemiştir. Bir gün kral, Hasan Sabbah’a ilk kez göreceği olan haşhaş bitkisinden yapılmış uyuşturuculardan tattırır. Haşhaşın etkisiyle kendisinden geçen Hasan Sabbah, kendine geldiği zaman bu ilacın yapılışı ve etkileri üzerine çalışmalar yapar. Bir süre Hindistan’da kalan Hasan Sabbah, Hindistan’dan ayrılıp İran’a doğru yolculuk yapmak üzere hazırlıklarına başlar. Ülkenin kralı ile bilinmeyen bir anlaşmadan dolayı, Bir çuval dolusu altın ve 20 adet hadım edilmiş köle yanına alır ve İran’a doğru yola çıkar. İran’a döndükten sonra elindeki altınlarla Alamut Kalesini satın alan Hasan Sabbah, bir takım önder arkadaşları ile Alamut kalesini yeniden dizayn etmeye başladı. Bu önder arkadaşları, kendi alanlarında uzman doktor, felsefeci, asker, siyasetçi, edebiyatçı gibi birçok kişiden oluşuyordu. Alamut kalesi ise dik yokuşlar ve kayalıklar ile dolu bir dağın üzerinde bulunur. Yapısı ve yüksekliği nedeniyle fethedilmesi çok güç ve alan hakimiyeti avantajına sahip bir kaledir.

Alamut Kalesi
Alamut Kalesi

Zamanın Ötesinde Bir Deha(!): Hasan Sabbah!

Hasan Sabbah, hem dini konularda, hem askeri konuda oldukça zeki biridir. Çünkü tasarladığı saldırı sistemi Dünya’da ilk kez kullanılan bir saldırı yöntemi idi. İlk olarak Alamut kalesini dini kitaplarda tasvir edilen Cennet’e göre tasarlayan ve kaleyi büyük bir tiyatro sahnesine çeviren bu deha, yoldaşları ile beraber kendisine inanan fedai gençleri uzun yıllar süren bir eğitimden geçirdiler. Askeri, dini, edebi bir çok yönden eğitilen bu fedailer tarikata oldukça bağlı kişilerdir. Öyle ki, suikast yaptıktan sonra kendilerini öldürecek kadar bağlıydılar. Peki bu nasıl oluyordu?

Cennet Vaat Edildi, Cenneti Gördü Müritler…

Yıllarca Cennet’in nasıl bir yer olduğunu müritlerine aşılayan Hasan Sabbah, en başarılı öğrencisi olan İbn-i Tahir’in bir odada hazırlanmasını ve yatağa uzanmasını ister. Denileni yapan, İbn-i Tahir’in başına gelen Hasan Sabbah bir ilaç verir. Bu ilaç haşhaş ile yapılmış uyuşturucudur. Uyuşturucunun etkisiyle kendisinden geçen İbn-i Tahir, hadım edilmiş köleler tarafından Cennet Bahçesi şeklinde tasarlanmış bahçelere taşınır. Orada kendine gelen İbn-i Tahir, gördüğü görüntü karşısında şok olmuştur. Çeşitli hayvanlar, su kanalları, onlarca birbirinden güzel kızlar, meyveler, yemekler ile karşılanan İbn-i Tahir, her şeyden habersizdir. Yıllarca ona anlatılan her şey, Cennet tasviri ile bire bir uyuşmaktadır. Gecenin sonunda kendine tekrar ilaç verilen İbn-i Tahir uyandığı zaman Cennet’e gittiğini sanmaktadır. Bu inanış onun artık dünyevi zevklerden tamamen arınmasını sağlamıştır. Artık İbn-i Tahir, Hasan Sabbah için ölüme gidecek bir fedaidir. Çünkü cenneti gördüğüne inanmaktadır. İlk suikast ise Nizam-ül Mülk’e yapılmıştır. İbn-i Tahir, tarafından zehirli bir jilet darbesi ile hayatını kaybetmiştir. 70’den fazla suikast gerçekleştiren Hasan Sabbah Fedaileri, günümüzde birçok sinema filmine, kitaplara ve birçok kültür sanat etkinliğine konu olmuştur.