1. Proje 1974: Amerikan Hükümetinin uçan daire inşa etme projesi

Proje 1974, Amerikan ordusunun şiddetle istediği bir proje idi. Proje 1974’ün ardındaki sırlar, Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri’nin “PROJE 1974” diyagramlarını ve eskizlerini halka sunduğu 2012 yılına kadar gizli tutuldu. Bu projenin amacı; Sovyet savaş uçaklarını ve diğer tehdit unsurlarını düşürmek için konvansiyonel teknolojilerden farklı görünen bir gök cisminin semalarda devriye gezmesiydi. Yani gökyüzünde sessiz ve kanatsız  şekilde uçan ve aynı zamanda saldırı gücüne de sahip bir uçan daire oluşturmak istiyorlardı.

1956 yılına dayanan bir bildiriye göre, uçan dairenin: “yaklaşık olarak 100 bin feetlik (30,48 km) bir yüksekliğe çıkması ve 1000 deniz milinin (1610 km) ötesine geçen bir menziline ulaşması bekleniyordu. ”

Günümüz için bile bir hayli iddialı gözüken bu proje başarılı olamadı.

Proje üzerinde çalışan mühendisler bunu tamamlamaya bile yaklaşamadılar. Aslında çalışmayı sonladırdıklarında ürününün prototipi tasarlanmıştı ama bırakın 100.000 feet yüksekliğe ulaşmayı 5 m.nin üzerine bile çıkamadılar. Çünkü konvansiyonel teknolojilerden farklı bir yapıda uçmasını istedikleri araç, yerden 5 metreden daha fazla yükseklikte uçmayı başaramadı.

Ek olarak, Aralık 1961’deki testlerden sonra, uçan daire tasarımının aerodinamik olarak dengesiz olduğu ve yüksek hızda kontrol edilemeyeceği sonucuna varıldı.

 

2. Mavi Kitap Projesi ve Proje Grudge:

Grudge projesinin öncelikli amacı UFO’ların varlığını yalanlamak üzerine kamuoyuna bilgiler sunmaktı. 1949 – 1952 yılları arasında ABD Hava Kuvvetleri’nin başlatmış olduğu bu proje, UFO fenomeniyle ilgili resmi olarak hayata geçirilmiş 2. proje olma özelliğine sahiptir. Bu projenin sonucu olarak UFO olaylarının büyük çoğunluğunun doğal fenomenler olduğu, geriye kalan kısmının ise halüsinasyon ve psikiyatrik rahatsızlıklardan kaynaklandığı belirtildi.

Grudge Projesi’nin ardından Mavi Kitap (Blue Book) Projesi’ne geçiş yapıldı. Bu projenin amacı bir önceki projenin sonuçlarını daha da somutlaştırarak kamuoyunu etkilemek ve diğer bir amacı da söz konusu uçan nesnelerin Birleşik Devletler için tehdit olup olmadığını belirlemekti.

Mavi Kitap ile 10.147 olay inceledi ve bunlardan 9.501’inin açıklanabilen doğal fenomenler olduğu duyuruldu. 3.201 olay ayrıntılı bir inceleme için sonraya bırakıldı. Sonuç olarak, meydana geldiği onaylanmış, fakat açıklanamamış UFO olayları bütünün % 22’sini oluşturuyordu ve bu oran, nitelikli askerî personellerce (pilotlar, hava-uçuş kontrolörleri, güvenlik personeli) yapılmış gözlem raporlarında % 38’e kadar çıkıyordu.

Başlangıçta UFO fenomenini yalanlamak üzerine hayata geçirilen proje, beklenildiği gibi sonuçlanmayacağı anlaşılınca apar topar sonlandırıldı.

3. Paperclip Operasyonu (Ataç Harekatı):

Paperclip (Ataç) Harekâtı, Amerikan askeri istihbarat servisinin II. Dünya Savaşının sonlanmasıyla, Nazi Almanyası’nın değerli bilim insanlarının Amerki’ya kaçırılması operasyonudur.

O dönemde, nazi bilim adamlarını vatandaşı yapmak için yanıp tutuşan iki ulus vardı. Bunlardan biri Sovyetler, diğeri ise Amerika idi. Amerika, bu konuda Rusya’dan daha önce davranmış ve Nazi Almanyasının bilim adamlarını sınırlarına katmıştır. Bu bilim adamları sayesinde Amerika ilk roketini uzaya fırlatmış ve hatta bu bilim insanları NASA’nın açılmasına önayak olmuşlardır. Amerika’da ve dünyada yaşanan teknoloji devrimi de bu tarihlere denk gelmektedir.

4. 51. Bölge: Uzaylılar, Uçan daireler ve daha birçok gizem…

Nevada’nın Groom Gölü yakınlarındaki bir çölde bulunan bu gizli tesisin ismini hepiniz duymuşsunuzdur. 51. Bölge‘nin varlığını dile getiren ilk kişi Bob Lazar’dır.

Bob Lazar 1989 yılında, 51. Bölge’nin güneyinde yer alan S-4 adı verilen gizli bir tesiste çalıştığını iddia etti. (51. Bölge’de çalışan başarılı ve güvenilir kişiler S-4’e alınıyordu.) Bob Lazar, bu bölgede dünya dışı teknolojiler üzerinde çalışmaların yapıldığını söyledi.

Hükümet yetkilileri, Bob Lazar’ın yakın çevresine bilgiler ifşa ettiğini, dünya dışı teknolojiler ile üretilen gemilerin test uçuşlarını izleyebilecekleri en iyi alanların bilgisini bazı kişilere sızdırdığını fark ettiler ve bu olay onun görevinden alınmasıyla sonuçlandı.

Bölgenin varlığı üzerinde şiddetli tartışmalar yaşanmasına rağmen onca yıl boyunca ABD Hükümeti 51. Bölge’yi yalanlamıştı fakat 2013 yılında bölge resmi olarak gizli bölge sınıfına alınınca varlığı kabul edilmiş oldu.